1964 Lübnan doğumlu Kanada’lı ünlü oyuncu ve müzisyen Keanu Reeves oyunculuk kariyerinin yanında kendi grubu The Dogstar’da bas gitar çalıyor. Anne ve babası boşandıktan sonra, annesi ve kız kardeşiyle New York’a taşınmıştır. Dört lise değiştiren ve hiç birinden mezun olamayan Keanu, 15 yaşında Wolfboy adlı oyunla Toronto’da oyunculuk kariyerine başladı. Hokey takımına giren ve The Wall takma adını alan ünlü oyuncu sakatlanıp sporu bırakmak zorunda kalır.
1993’te en iyi arkadaşı River Phoenix’i kaybeder. Kız kardeşinin üzücü bir şekilde lösemi hastası olması , erkek kardeşinin ise devamlı girip çıktığı hapis maceraları yüzünden kendi hayatını bir türlü yaşayamaz. Reeves birkaç sene sonra Jennifer Syme ile tanışır , 1999’da sevgilisi düşük yapar. Birkaç yıl sonra, Reeves’in “absürt” olarak tanımladığı trajik olay hayatının son çivisini de çakar; Jennifer Syme, katıldığı bir parti çıkışında trafik kazası geçirerek hayatını kaybeder.
Kötü şansın bir türlü yakasını bırakmadığı usta oyuncu Keanu Reeves’in en iyi 9 filmini sizler için derledik.
1. Matrix Serisi
Bir yaşanan gerçek vardır, bir de yaşananın ötesinde olan gerçeklik… Biri rüya, diğeri ise Matrix! Neo,son derece tehlikeli bir adam olan Morpheus’un gerçeği bildiğine inanmaktadır. Bir gece Neo, kendisini başka bir dünyaya götürebilecek güzel yabancı Trinity ile tanışır. Bu kızın götüreceği dünyada, Neo Morpheus’u bulacak ve Matrix hakkında bir şeyler öğrenecektir. Neo, Tam olarak kavrayamadığı şeylerin yaşamını kontrol ettiğini biliyor.. Nedir bu Matrix?
“Matrix” bize şunu anlatır: Makine ve insan arasındaki ilişkiyi güçlendiren film, gerçek dünya ile ‘virtualreality’ ilişkisine göz kırparak, gerçek dünyanın yalnızca beyin odaklı olduğuna dikkat çeker.
2. Devil’s Advocate / Şeytanın Avukatı
“Şeytanın Avukatı”, isimli aynı romandan uyarlanan film, bir avukatın, şeytani güçleri olan bir karakterin eline düşmesiyle korkunç olaylar başlar. Hayatı alt üst olan avukatın vereceği ‘evet’ cevabı tüm dengeleri değiştirir. Tuzaklı akıl oyunlarıyla mücadele etmek zorunda kalan avukatın, aklı karıştığı için kaos yaşıyor oluşu, onu hiç ummadığı bir cehenneme taşır. O cehennem onun çatır çatır yanacağı yerdir. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilemeyen avukat, neredeyse akli dengesini yitirmeye başlar, çünkü daha önce böyle bir şeytanla hiç karşı karşıya gelmemiştir. Adalet sisteminin eğrildiği “Şeytanın Avukatı”, şeytani planların havada uçuştuğu, kaynayan bir kazandır sanki.
3. -Lake House / Gül Evi
Paralel kurgu ile aşkı birleştiren “Lake House” farklı zaman ve farklı mekânlarda karşılaşan karakterlerin,birbirlerine tutku ile bağlanmalarını konu alıyor.
Bir türlü kavuşamayan karakterler, imkânsızlığın sınırlarını aşmaya çalışıyorlar. Peki, bu imkânsızlığın nedeni zamansal akışın farklılığı mı? Zaman kaymasının ıstırap veren etkisi üzerinde analiz yapan film, ters köşelerden ve tezatlıklardan yola çıkarak sıradan aşkı baş aşağı sallandırıyor ve hikâyenin tersten akmasına yol açıyor.
4. Speed / Hız Tuzağı
Jack kurbanlarına korkunç oyunlar oynayan bir kötü olan Howard’ın elinden on üç masum insanı kurtarmıştır. Ancak Howard’ın tek planı, başarısız olan planı değildir. Howard bir otobüse öldürücü patlayıcılar yerleştirmiştir ve eğer otobüs belli bir hızın altına inerse bu patlayıcılar infilak edecektir. Jack, soğukkanlılığını koruyarak bu sıradan otobüsü ve daha da önemlisi içerisindeki masum insanları korumak isteyecektir.
5. Constantine
Angela Dodson, ikiz kız kardeşi Isabel’in ölümünün bir intihar olmadığını kanıtlayabilmek için özel dedektif John Constantine’den yardım ister. Ölen kadın dindar bir Katoliktir ve Angela, onun kendi canına kıymış olmasına ihtimal vermemektedir. John, şeytanları avlayıp, onları ait oldukları yere gönderen, mistik güçler konusunda belirli bir ün sahibi bir kişidir. John, vaktiyle intihara teşebbüs ederek cehenneme gitmiştir. Sonra dünyaya yeniden gelerek iyi şeyler yapmak sureti ile yeniden Cennete gidebilmeyi umut etmektedir. Isabel’in ölümü vakasına baktığında John, şeytanların, insan dünyasına girmeye çalıştıklarını fark eder ve John’un onlara karşı açtığı savaş, kendisini direkt olarak İblis ile bir çelişkiye yönlendirir.
2005 yılının başarılı filmlerinden biri olan “Constantine”in şu ara dizisi yayınlanıyor, ama ne yazık ki dizide Keanu Reeves oynamıyor.
6. John Wick Serisi
Serinin ilk filmde John Wick, emekliye ayrılmış bir tetikçidir. Emekliliğinin tadını çıkarırken karısının yakalandığı amansız hastalıkla hayatı altüst olur. Karısından kendisine kalan en değerli varlığı ve can yoldaşı köpeğidir. Ancak evine dalan üç gangster onu da öldürür. Gansterlerden biri, mafya babası Viggo Tasarov’un oğlu Josef Tasarov’dur ve John’un daha önce birlikte çalıştığı bir adamdır. Artık kaybedecek hiçbir şeyi de kalmayan John Wick’in tek istediği intikamdır ve New York sokaklarında düşmanlarıyla nefes kesen bir kovalamacanın içine girer.
Şu sıralar ise serinin üçüncüsü için çekimlere başlandığı ve 2018’de vizyona gireceği konuşuluyor.
7. Sweet November / Kasım’da Aşk Başkadır
Nelson Moss, tüm hayatı işi olan, işkolik bir adamdır. Bir gün ehliyet almak üzere girdiği bir sınavda Sara isimli deli-dolu bir kızla tanışır. Sara, Nelson’dan en azından bir ay boyunca onunla yaşamasını ister. Nelson, teklifi kabul edecektir. Kısa sürede aynı eve taşınan iki insan, yine kısa sürede birbirlerine aşık olacaklardır. Sara, hayatında ilk kez birisine aşık olmuştur. Nelson’ın bilmediği ise aşık olduğu Sara’nın kanser olduğudur. İki insan, ölümle hayatın girdabına beraber tutulmuşlardır.
Hatta sosyal medyada popüler olan “Kasım’da Aşk Başkadır” sözü bu filmden sonra ortaya çıkmıştır.
8. A Scanner Darkly / Karanlığı Anlamak
Yakın gelecekte totaliter bir toplumda yer altı dedektifi olan Bob Arctor, küçük ölçekli bir grup uyuşturucu kullanıcısı ile birlikte çalışmaktadır. Subsance D adlı beyine hasar veren bir uyuşturucu türünün esas büyük mümessiline ulaşmaya çalışırlar. Bob’un görevi New Path Şirketi’nin desteği ile yürümektedir. Bob, kendi kimliğini yitirmeye başlayıp da şizofrenik davranışlarda bulundukça zihin koşullarının test edileceği bir takım kontrollere girer. Ortada aynı kişiye ait farklı kimlikler dolaşmaktadır.
Philip K. Dick’in en sevilen romanı A Scanner Darkly, gerçek oyuncular üzerine gelişmiş bir animasyon tekniği ile hayat buluyor.
9. Street Kings / Sokağın Kralları
Tom Ludlow, LAPD emekli polisidir ve karısının ölümünden sonra hayatını yola sokmak konusunda son derece başarısız hissetmektedir kendisini. Onun yokluğu her yarı karanlığa boğmuştur adeta. Bir polis arkadaşının infazı konusunda kanıtlar bir şekilde Tom’u da olaya dahil edince, yeniden kariyeri boyunca parçası olmadığı o polis kültürüne başkaldırmak zorunda kalır. Yozlaşmalar bariz bir biçimde diz boyuna ulaşmıştır. Bu vesile ile Tom, etrafındaki herkesin sadakatini bir kez daha sorgulamaya kalkışacaktır.