Kaleidoscope’un tüyler ürperten fragmanında ilk olarak Toby Jones’un ciddi bir anne problemiyle karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Rupert Jones’un yönettiği filmde önceden “Tinker Tailor Soldier Spy” filminde gördüğümüz aktör bu kez hapishaneden yeni çıkan ve hayatını tekrar düzene sokmaya çalışan orta yaşlarda bir adamı canlandırıyor. Ancak işler beklediği gibi kolay olmuyordu, çünkü otoriter ve tuhaf bir annesi onun hayatına geri dönüyor.
Kaleidoscope’da Toby Jones İngiliz oyuncu dünyasında ne kadar değerli bir aktör olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Filme yaptığı etki de büyük, film resmen onun etrafından dönüyor. En son Atomic Blondeve The Snowman filmlerinde görülen aktör bu sefer psikolojik bir filmde, derin ve bir o kadar da sıradan bir karakteri canlandırıyor. O sıradanlığı garipleştirecek Toby’den başkası olamazdı herhalde.
Filmin konusuna bir bakalım: Bir adamın kafasındaki karanlık köşeler tüm yoğunluyla ortaya çıkıyor. Yakın bir zamanda hapisten çıkan orta yaşlı bir adam hayatına devam etmeye çalışır. Henüz 15 yıl sonra ilk kez birisiyle randevusu olan Carl, taze bir başlangıç yapmaya hazırlanırken dominant ve garip annesi de tekrar hayatına girer. Sadece onun varlığı bile Carl’ı tekrar travmaya sürükler. Böylece kendini gerçekle illüzyonun, geçmişle geleceğin şiddetli çarpışmasında bulur. Ve en önemli soru o an sorulur: Geçmişimizden kaçmamız mümkün mü?
8 Aralık’ta ABD’de vizyona girecek filmin, ülkemiz vizyon tarihi henüz belli değil.